Stoys Uğurlu Sayfalar Nedir? Bizi Arayın

Arşiv: İstiklalin Uğurlu Kadınları

İstiklalin Uğurlu Kadınları

27.01.2022

ÖN SÖZ


1919 - 1922 tarihleri arasında yaşanılan İstiklal Savaşı’nda, Milli Mücadele’ye katılan Türk kadınının hem cephede hem de cephe gerisindeki yararlılıklarını, çalışmalarını konu eden bu çalışma, Kurtuluş Savaşı’nın 100. yılı olması nedeniyle İstiklal Savaşı şehitlerini anmak hem de bu onurlu mücadele de erkeğiyle omuz omuza savaşan kahraman kadınlarımızı gün yüzüne çıkartıp unutmadığımızı göstermek düşüncesiyle oluşturulmuştur.

Tarihin tozlu sayfalarında kalan bu kadınları gün yüzüne çıkarmak için yola çıkılan bu eser Uğur Okulları lise öğrencilerimizin araştırmaları ve özverili çalışmalarıyla oluşturulmuştur. Başta öğrencilerimiz olmak üzere kitapta emeği geçen herkese sonsuz teşekkürlerimizi sunarız.

100 yıl önce tarihin dilinden düşmeyecek destan yazan Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü; silah arkadaşlarını, tüm şehitlerimizi ve bu onurlu mücadelede yer alan tüm kadın kahramanlarımızı saygı, sevgi, minnet ve şükranla anıyoruz. Ruhları şad olsun.

17.02.2022

ZÜBEYDE HANIM


Mustafa Kemal Atatürk’ün annesidir. Zübeyde Hanım 1857'de Selanik’te doğmuştur. Ailesinin kökeni Karaman’a dayanmaktadır. Zübeyde Hanım okur-yazar olduğu için çevresinde Zübeyde Molla olarak anılmıştır. 

Zübeyde Hanım dört çocuğunu ve eşini kaybetmiş fakat hayattaki çocukları için yaşama dört elle sarılmıştır.Balkan bozgunundan sonra evini ocağını bırakıp göç etmek zorunda kalmıştır. 'Sarı Mustafa'm'diye sevdiği tek oğlunu asker ocağına vermiş,onu dualarıyla Samsun'a yolcu etmiş ve oğlunun cepheden cepheye koştuğu günlerde gözüne uyku girmemiştir.Mustafa Kemal Atatürk gibi tarihe yön veren bir evlat yetiştirmiş asil ruhlu ve güçlü bir kadındır.

Zübeyde Hanım 14 Ocak 1923'te vefat etmiştir. Mezarı İzmir'in Karşıyaka semtinde bulunmaktadır.

Sonsuz minnet ve şükranla...Ruhu şad olsun...

Kaynakça: biyografya.com

16.02.2022

MÜNEVVER SAİME


İzmir’in 15 Mayıs 1919 tarihinde Yunanlar tarafından işgal edilmesi, başta İstanbul olmak üzere Anadolu’nun pek çok yerinde bu işgali kınayan mitinglerin yapılmasına önayak olmuştur. Beyoğlu Kız Lisesi’nde öğretmenlik yaptı. Yıllardan beri meslek hayatında talebelerine yurt, millet aşkı, heyecanı aşıladı. Edebiyat dersi, denilebilir ki onun için yalnız ve yalnız bu konulardan bahsetmeye yarar bir dersti.  Ana vatan mustarip ve bedbaht iken; yavrularının da bu ıstıraba saygı göstermeye, onu teselli etmeye, yaralarını sarmaya mecbur oldukları kanaatindedir. Bir taraftan derslerini takibe çalışırken, diğer taraftan muhtelif yerlerde vereceği nutukları hazırlayan Saime; artık İtilaf devletleri polisinin dikkatini çekmeye başlamıştır. Kadıköy Mitinginden sonra işgal kuvvetleri tarafından tutuklanmış ise de, cephe gerisinde ve istihbarat hizmetlerinde birçok hizmet görmüştür. 

Kaynakça:https://www.biyografya.com


17.02.2022

ASKER SAİME

Münevver Saime Edirne’de doğdu.Okurken yurdu düşmanlar işgal edince vatan müdafaası boynunun borcu olmuştu.Okul bitince Münir Bey’le evlendi,evlenmelerinde milli duygular da etkiliydi.İstanbul’daki gizli teşkilata dahil oldu.Kadıköy mitingindeki sözleri nedeniyle tutuklandı ancak yine de Anadolu’ya kaçmayı başardı.O devirde kadınların sözünün geçmeyeceğini düşündüğü ve öyle dolaşmayı daha güvenli bulduğu için bir erkek gibi giyindi,mitinglere çıktı.Ankara’da askeri görevlerde bulundu,Yozgat’taki isyanı bastırmaya çalıştı,İstanbul-Ankara arasında istihbaratı sağladı.Bu yüzden asker unvanını aldı.İstiklal Savaşı’nın kazanılmasından sonra İstanbul’a döndü.Bu kez de cehalete karşı savaş açarak öğretmenlik yapmaya başladı.Kalbi vatan sevgisiyle atan bir Türk kadını olarak inançlarının peşinden gitti;sıkıntıya düşen tüm insanlara yardım etmeyi vazife bildi.Bu dünyaya gelişinin bir amacı vardı:Vatana ve insanlığa hizmet etmek.

Kaynakça:Kadın Gazetesi,sayı 223


16.02.2022

HALİME ÇAVUŞ

Türkiye'de ve Kastamonu'da milli mücadelede büyük rol oynamış kadınlardan biri de Halime Çavuş’tur. 

Savaş Döneminde kimseyi dinlemeyip cepheye gitmiştir. Halime Çavuş, o dönemde garipsenmemek için saçlarını kazıtmış erkek gibi giyinmiştir. İnebolu’dan aldığı birçok cephaneyi cephelere ulaştıran Halime Çavuş, yaralanmış , buna karşın cephe ve cephe ardı görevlerini sürdürmüştür.

Milli Mücadele sonrasında Mustafa Kemal Atatürk tarafından Çankaya’da ağırlanan Halime Çavuş'a burada gazi unvanı ve maaşı ile taltif edilmiştir. Atatürk’ün “Seni yollamıyorum, bizim kızımız ol” önerisine “Annem babam beni bekler” şeklinde cevap veren Halime Çavuş, “Ben anaya babaya itaatli evlada saygı duyarım” diyen Mustafa Kemal Atatürk tarafından çeşitli hediyeler verilerek tekrar evine yollanmıştır.

Halime hanım savaş sonrasında da evlenmemiştir. Saçlarını kazıtmış bir erkek gibi hayatına devam etmiştir . Halime 1975 yılında hayatını kaybetmiştir.

Kaynakça: Kastamonu.ktb.gov.tr

1.02.2022

BİNBAŞI AYŞE ALTINTAÇ

Aslen Selanikliydi Ayşe. Kocası I. Dünya Savaşı'nda şehit düşmüştü. Kocasının, korumak için hayatını feda ettiği vatanı koruyacağına yemin etti. Yunan ordusu İzmir’i işgale başladığında Ayşe de oradaydı. Sırf kadın diye hiçbir şey yapmadan beklemek, geri çekilmek Türklüğüne yakışmazdı. İzmir’deki ilk direniş hareketlerinde korkusuzca yer aldı. Yunan ordusu İzmir’e hâkim olunca pes etmedi, Aydın’a giderek bir çete kurdu. Sonra Kepekçi Nuri çetesine katıldı.Binbaşı Ayşe Altıntaç Kurtuluş Savaşı’na başından sonuna dek katıldı. Hatta bu mücadelelerden birinde sol kasığından yaralandı. Bu bile onu durdurmadı, tedavi olduktan sonra tekrar birliğine döndü. Büyük Taarruz’da, Afyonkarahisar’ın alınmasında, Türk ordusunun İzmir'e girişinde de orduda görevine devam etti. Kurtuluş Savaşında mücadele etmiş isimsiz birçok kadın kahramandan biri olan Binbaşı Ayşe Altıntaç’ı saygı ve minnetle anıyorum.

Kaynakça:Atatürk Üniv. Sos. Bil. Enst. Dergisi, Aralık 2017 21Gülay Sarıçoban www.dergipark.com

10.02.2022

SABAHAT HÜSAMEDDİN

Üniversite öğrencileri ve ileri gelen vatansever kadınlar Asri Kadınlar Cemiyeti’ni kurdular.20 Mayıs 1919’da Üsküdar’da yapılan mitingde Asri Kadınlar Cemiyeti adına Sabahat Hanım bir konuşma yapmıştır.Milletin ve özellikle kadınların millî hislerini harekete geçirerek mücadele arzusu uyandıran şu sözlere yer vermiştir:“Ruhu Türk olan İzmir’i bugün Yunanlılar aldılar.Belki yarın sinemizden bir şey, kalbimizden bir hayat koparır gibi birer birer Konya’mızı,Bursa’mızı,hatta bütün güzellikleri ile çok sevgili İstanbul’umuzu isteyecekler.O zaman,zehirli tırnaklarını takıp her fırsatta bizi biraz daha ölüme yaklaştıran kuvvetler karşısında,yine bu şekilde mi yaşayacağız?Ben buna hayır diyorum,biz kadınlar bu hak cihadında en önde olacağız.Bu durumu sakin bir şekilde karşılamayacağız.’’diyerek kadınların en önde mücadele edeceğini ifade etmiştir.Yaptığı konuşmayla dinlemeye gelen 200 bin kişiyi coşturmuştur.

Kaynakça:Nuray Özdemir’’Mütareke Döneminde Asri Kadın Cemiyeti’nin Faaliyetleri’’

4.02.2022

MUDURNULU FATMA KADIN

Mudurnu'nun Câmi-i Kebir mahallesinden, Fazzâloğlu merhum Mehmet’in eşi Fatma Kadın. Birliğinden firar ederek, kar fırtınalarının şiddetle devam ettiği soğuk bir gecede eve gelen oğlu İsmail'i, asker firarisi olduğundan dolayı hanesine kabul etmemiş, oğlunun bütün ısrarına rağmen aile ocağına kabul etmek suretiyle din ve vatanına ihanet edemeyeceğini ve memleketin hizmet beklediği bir zamanda firar ettiği için kendisini evlât tanımayacağını söylemiş ve hükümete teslim etmiştir. Vatanı uğruna evladından vazgeçmiş olan Mudurnulu Fatma kadını saygı ve minnetle anıyorum.

Kaynakça: İstiklal Harbinde Mücahit Kadınlarımız, Fevziye Abdullah TANSEL, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Kurumu, Atatürk Kültür Merkezi Yayını, Sayı:21, Sayfa: 50-51


10.02.2022

FAİKA HAKKI HANIM (1894,Şumnu-1981,İstanbul)

Asıl ismi Zeliha Faika Ünlüer olan Faika Hakkı Hanım 1894 yılında Şumnu’da doğmuştur. 1912 yılında Kız İlk Mektebi Başöğretmeni olarak anne ve babası ile birlikte Erzurum’a gelmiş ve kırk yıl boyunca dadaşlar diyarında hizmet etmiştir. Erzurumlu topçu yüzbaşı İsmail Hakkı Bey’le evlenen Faika Hanım ulusal kurtuluş günlerinde milli bilincin ve heyecanın halk arasında yüksek tutulması konusunda ciddi hizmetler vermiştir. 1919’un Kasım ayında Erzurum Kız Lisesi Müdiresi Faika Hakkı Hanım, Muradiye Camii’nde toplanan kadınlara hitaben yaptığı konuşmada onları etkin protestolarda bulunmaya çağırmıştır. Erzurumluların “Müdire Hanım” dedikleri Zeliha Faika Ünlüer, 1924 Yılında Erzurum’da bulunan Gazi Mustafa Kemâl’le de görüşmüş, 1952 yılına kadar çalıştığı İsmet Paşa İlk Mektebi’nden emekli olmuş, Erzurum’dan ayrılarak İstanbul’a yerleşmiş ve burada 1981 yılında vefat etmiştir. 

Kaynakça: erzurum.ktb.gov.tr ktb.gov.tr 


12.02.2022

FERRUHA GÜPGÜP(1891 KAYSERİ – 18 NİSAN 1951)

Ferruha Güpgüp Kayseri’de doğmuştur. Babası Ahmet Mithat Bey Osmanlı Şam valisidir. Ahmet Mithat Bey ,emekli olarak İzmir’e yerleşmek istemesi üzerine yola çıkılan aile treninde “Ulukışla – Konya” treni sabotaja uğramış annesi ve erkek kardeşi hayatını kaybetmiştir. Milli Mücadele döneminde Kayseri ve çevresinde yerel direniş örgütleri içinde düşmana karşı mücadele vermiştir. Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti Kayseri Şubesi’nde Milli Mücadele’ye özellikle lojistik anlamda destek veren en önemli kurumlardan biridir.Kayserili kadınlarla birlikte cepheye yapılan nakliyatlara öncülük etti. Ferruha beş dönem Kayseri’de milletvekilliği yapmıştır.  Kayseri’de bulunan “Kadınlar Çarşısı” Ferruha adına düzenlenmiştir. 18 Nisan 1951 yılında İstanbul Moda’da vefat etmiştir.

Kaynakça: dergipark.org.tr , Kayseri Kütüphanesi  -Sabah Gazetesi

13.02.2022

MELEK REŞİT HANIM

Vatan karanlıklar içinde ve ulus önünü göremezken memleketin dört bir yanında meşaleler aydınlattı karanlığı. O meşalelerden yalnızca bir tanesi de Melek Reşit Hanım'dır. 1887 yılında İstanbul'da doğmuştur, 9 Aralık 1919’de Milli Mücadele’de vatanı savunmak için Sivas Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti'ni kurmuştur. Cemiyetteki kadınlar işgalleri protesto etmişlerdir. Melek Reşit vatanın sadece erkeklere ait olmadığını vatan savunmasında kadınların da rol oynayabileceğini başarıyla göstermiştir. 1958 yılında İstanbul'da hayata veda etmiştir.

Kaynakça: GÜNAYDIN, AHMET “Milli Mücadelede Sivas ve Mustafa Kemal Paşa”, Sivas 2000



14.02.2022

SAMSUNLU FATMA ÇAVUŞ (YALÇIN)

 Anadolu yüzyıllardır  savaşlar ve kahramanlık hikayeleriyle  tarihe tanıklık etmiş önemli bir memlekettir. Fatma Çavuş da adını Milli Mücadele tarihine  yazdıran kahraman Türk kadınıdır. 1897 yılında Samsun  Dağköy'de doğdu. Erkekleri cephede olan köyün savunması; kadın, çocuk ve yaşlılara kalmıştı. Fatma, Rum çetelerine karşı adeta tarih yazmıştı. Bir Rum eşkıyanın, su almak için Kocakulak Çeşmesi'ne giden Zeynep isimli bir Türk kızına saldırdığını gören Fatma, silahının dipçiğiyle Rum eşkıyaya vurur. Genç kızı alarak köye götürür. Köyde direnişi başlatır. Hep beraber köy etrafında hendek kazarak Rum çetelerini tuzağa düşürürler. Fatma, baskınlar esnasında köyde parola sisteminin kullanılmasını da sağlar. Böylece köy Rum çetelerden korunur. Samsunlu Fatma Yalçın, bu kahramanlıkları sayesinde TBMM tarafından 'Çavuş' unvanına layık görülür.

Kaynakça; 19 Mayıs Belediyesi “Tanıtım Bülteni”, Ahmet Seven “Milli Mücadele Kahramanı Dağköylü Fatma Çavuş”


14.02.2022

SELMA RIZA FERACELİ

Selma Rıza, sosyoloji alanına katkı sağlayan ilk kadın gazetecimizdir. 'Sosyal açıdan kadın' konusu üzerine çalışmıştır.İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin tek kadın üyesidir.Hilal-i Ahmer bünyesinde çalışmalarda bulunmuştur. Ülke içerisinde mandacılığı savunanlara şiddetle karşı çıkmış ve onlara eleştiri mektupları göndermiştir. Cenevre'deki Cemiyet-i Akvam'a İstanbul'un işgali sonrasında yazdığı mektup etkili olmuş ve Cenevre'ye davet edilmiştir.

Kaynakça : https: // erdem.gov.tr


15.02.2022

SABİHA SERTEL

Sabiha Sertel, gazeteciliği meslek olarak seçmiş ilk kadın yazarlarımızdandır, 1897 yılında Selanik'te doğmuştur. Yazılarında kadın sorunlarına yer vermiştir. ABD'de Columbia Üniversitesinde eğitim görmüş, hem ABD'de kurduğu derneklerle hem de Türkiye'de Büyük Mecmua'ya yazdığı yazılarla Kurtuluş Savaşını desteklemiştir.

 Kaynakça: erdemgov.tr

15.02.2022

İMAMKÖYLÜ ÇETE AYŞE

İmamköylü Çete Ayşe 1894 yılında İmamköyde doğmuş, 1967 yılında İmamköyde ölmüştür.

Çete Ayşe ya da Efe Ayşe olarak tanınır. Türk Kurtuluş Savaşı döneminde İstiklal Madalyası verilen Türk kadın askerdir.

Hayatı kısaca şöyledir : 1910 yılında evlenmiş ve iki kızı olmuştur. Çanakkale Cephesinde asker olan eşi 1915 yılında ölmüştür. Bunun üzerine İmamköye tekrar yerleşmiştir.

Askeri hayatı ise şöyledir 1919 yılında Yunanlıların Aydın'ı ilk işgal etmeleri üzerine Aydın Savunması'nda rol almış, Yörük Ali Efe grubuna katılmıştır. Malgaç Baskını'nda yer almasıyla beraber Yunanlıları Aydından çıkarılmıştır.

Yunanlıların Aydın'ı ikinci işgali üzerine Köşk cephesinde de mücadele etmiştir.

Yunanlıların Anadolu'nun içlerine girmesini önlemek için mücadele etmiş,Milli Mücadele'nin sonuna kadar savaşmıştır.

1933 yılında Aydın'da Mustafa Kemal Atatürk tarafından kendisine İstiklal Madalyası verilmiştir.

ADA ÇETİNTAŞ

Kaynakça:https://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%87ete_Ay%C5%9Fe


15.02.2022

GAZİANTEPLİ YİRİK FATMA

Antepliler yiğittir ama kadınları bir başka yiğittir..

Antep’in henüz kuşatılmadığı sıralarda, Fransızların Norman Nakliye Kolu’nun hareket edeceği haberi gelince, buna karşı koymak için yola çıkanlara Yirik Fatma da katıldı. Devletin ve halkın ne halde olduğunu gören Yirik Fatma, köylülere durmak yakışmaz düşüncesiyle harekete geçti. Çemrekli şalvarı üzerine binen boz abası, ayağındaki kırmızı yemenesi, ağaran saçlarını kaplayan siyah örtüsüyle, çete teşkilatına katılan Antep’in Yirik Fatma’sının epey yaşlı olduğu anlaşılınca askerler O’nun kendilerini yavaşlatacağını düşünerek yanlarında istememişlerdi. Yirik Fatma bu davranışlarına dayanamayıp “Benim kanım, sizinkinden daha mı şirindir? Gadanızı alayım!” demiş ve peşlerine takılmıştır. Onun bu davranışı askerlere büyük motivasyon sağlamış ve Yirik Fatma’dan cesaret almışlardır. Akıncıların peşine takılan Yirik Fatma Türk askerine destek olmuş, yorgun askerlerin yerine nöbet tutup onları dinlendirmiştir.

Kaynakça: tarihistan.org


15.02.2022

ZELİHA HANIM(3 Şubat 1894 – 18 Ağustos 1981)

Milli Mücadele’nin kadın öğretmenleri içerisinde en müstesna yere sahip olanlarının başında hiç kuşkusuz Zeliha Faika (Ünlüer) Hanım gelmektedir. Faika, önce Sultanahmet’teki İnas Rüştiyesi’ne başlamış sonra da Darülmuallimat’a devam etmiştir. 1919 sonbaharında, Erzurum İslam Kadınları’nın Muradiye Camii’ndeki toplantısına katılmıştır. Burada yaptığı konuşmada Erzurumlu kadınları etkili protestolarda bulunmaya çağırmıştır. Toplantının sonunda Faika Hanım’ın teklifiyle düşman işgalini ve zulümleri kınayan protesto telgrafları yazılmaya karar verilmiştir, bunların hazırlanmasında çok etkin rol oynamıştır. 1924 yılı Ekim başında Erzurum’u ziyaret eden Mustafa Kemal Paşa, Milli Kurtuluş'a katkısı dokunan Merkez Kız Mektebi müdürü Faika Hanım’ı da kabul etmiştir. Zeliha Hanım Erzurumluların “Müdüre Hanım”ı, öğretmenler topluluğunun “ablası” olarak saygınlık kazanmıştır. 24 Ekim 1952’de emekli olmuştur. 

Kaynakça: Tuba Emlek, Milli Mücadelede Kahraman Kadınlar, sf35-40


16.02.2022

URFALI KIZ FATMA

Kız Fatma 1893-1979 yıllarında yaşadı. Urfa eşraflarından Güllüzade Abdi efendinin kızı, Onikilerden Güllüzade Osman Efendi’nin yeğenidir. Ona kız Fatma demelerinin nedeni getirdikleri gelinin de adı Fatma olmasıdır. Fransızların Urfa’yı işgal etmeleriyle özgürlük arayışına başlamıştır. Kale boyu mahallesindeki evlerini terk etmeye çalışan mahalleliye “Birkaç Fransız çapulcusundan kaçarak  topraklarınızı mı bırakacaksınız. Kaçarak asıl o zaman özgürlüğünüze kelepçe vuracaksınız" dediğinde mahalleli eve dönmüştür.  Kız Fatma çetelere gidecek olan erzak ve cephaneliği düşmana kaptırmamak için kendi  çetelere ulaştırmıştır. Cephanelikleri kuyuya atın denmesine karşın Kız Fatma mermi dolu torbayı komşunun damına atmış.  Damdan dama birkaç ev geçerek mermileri çetelere ulaştırmıştır. Kardeşi ölünce yeğenleri ile yaşamaya başlayan Kız Fatma 1979 yılında hayata gözlerini yumdu.

Kaynakça: Emine Güllüoğlu, Kız Fatma ve Kurtuluş Savaşı, X ON Kitap yayınevi, 2020 

16.02.2022

KILAVUZ HATİCE

Adana ve yöresinde faaliyet gösteren Kuvâ-yi Milliye kadın çete reisidir.

Adana ve yöresinde Fransız’lara karşı verilen mücadelede yer alan ve milis kuvvetlerine katılan kılavuz Hatice, 8 Mayıs 1920’de Milli Kuvvetler Pozantı’ya taarruza başladığında, kritik bir duruma düşen Fransızları kandırarak onlara kılavuzluk etmiştir.

Hatice Hanım’ın kılavuzluk yaptığı Fransızları yanlış yola yönlendirip Karboğazına sokmuştur. Boğaza sıkışan Fransızlar, Türkler tarafından esir alınmıştır. 44 kişilik Kuvâ-yi Milliye grubu, sıkışan Fransızları çapraz ateş altına alarak, 650 er, 23 subayı esir almış, iki top, 8 makineli tüfek, bin kadar silah, 13 kadana, 90 katırı ele geçirmiştir.

Bu olay ardından Mustafa Kemal Paşa, Hatice Hanım’a telgraf çekmiştir ve söyledikleri şunlardır: "Devamlı başarılarınızı tebrik eder, size ve kahraman Kuvayı Milliye'mize selam ve teşekkür ederim." demiştir.

Kaynakça:(https://www.biyografya.com/biyografi/7395) den alınmıştır.


16.02.2022

ZEHRA BUDUNÇ

Zehra Budunç 1896 yılında Selanik'te doğmuştur.1905 yılında Üsküp Rüştiyesi'nden mezun olmuş ve çok küçük yaşlarda öğretmenlik hayatına başlamıştır. Balkan Savaşları nedeniyle önce İstanbul'a gelmiş sonra Bursa'ya yerleşmiştir. Kendi çabaları ile 1919 yılında Bursa'da Bizim Mektep adında bir özel okul açmıştır. Bursa'nın 8 Temmuz 1920 tarihinde Yunanlılar tarafından işgali üzerine Zehra Hanım savaşın ve yurt kaybetmenin ne demek olduğunu çok iyi bildiğinden işgale seyirci kalmamıştır. Yunan işgali altındaki Bursa ile Ankara arasında  haberleşmenin sağlanmasında kilit isim olmuş ve istihbarat faaliyetlerinde görev almıştır. Millî Mücadele'ye katkılarından dolayı İstiklal Madalyası ile ödüllendirilmiştir.1934 yılında ilk kadın Bursa Belediye Başkan yardımcısı olmuştur. Zehra Hanım 25 Mayıs 1956'da vefat etmiştir.


Kaynakça:https://tez.yok.gov.tr

16.02.2022

MÜCAHİDE HATİCE HANIM

Mücahide Hatice Hanım, Çanakkale Anafartalar cephesinde 56. Fıkrada mehmetçiklerle beraber savaşan bir kadın askerdir.

Anafartalar'dan sonra diğer savaşlara da katılır. İzmir'de Yunan ordusuna esir düşer, İnönü Muharebeleri başta olmak üzere Kurtuluş Savaşı'nın birçok cephesinde savaşır.

Kendi açıklamasını şu şekilde yapmıştır;

İzmir’in Kemalpaşa (Nif) kazasının Ahmetli köyünden Hacı Halilzâdeler’denim. Babam merhum Mehmet Efendi’dir. Çanakkale Anafartalar’da 56. fırkada silahımla muharebelere iştirak ettim. Adım Ahmet idi. Benim kadın olduğumu kimse bilmiyordu. Şarapnel ve kurşunlarla dokuz yerimden yaralandım. Milli muharebelerimize de gönüllü iştirak ettim...”


Kaynakça: Zafer-i Milli Gazetesi , 20 Mart 1926.



16.02.2022

HAFIZ SELMAN İZBELİ

Kastamonu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Kadınlar Kolu kurucularından Selman İzbeli…

Kendisi varlıklı bir aileden gelmesine rağmen  çabalayarak kadınları örgütleyen, cepheye çorap, kazak, fanila örüp gönderen kahraman onlarca Türk kadınından biri. Uzaktan yardım etmekle yetinmeyip askerler Kastamonu’ya geldiğinde zenginliğini askerlerimizi doyurmak için kullanmıştır. Selman İzbeli kendisinin “Cumhuriyet Kadını” olduğunu söyleyerek cumhuriyetçi olduğunu belirtmiştir ve bu sözlerini inkılaplarla beraber Latin harflerini öğrenerek kanıtlamış sonrasında ise kendisine milletvekilliği teklif edilmiş fakat kendisi  bu teklifi özel nedenlerle reddetmiştir. Böylece mevki sahibi olmadan da vatana büyük hizmetlerin sunulabileceğini hem savaş hem de barış zamanında göstermiştir.

Kaynakça: Hafız Selman İzbeli Kimdir, Hayatı ve Resimleri https://www.msxlabs.org/forum/asker-tr/169644-hafiz-selman-izbeli.html#ixzz7L3orwDBA

16.02.2022

TAYYAR RAHMİYE


1920’de Fransızların Osmaniye’yi işgal etmesiyle Rahmiye Hanım milli kuvvetlere katılmış ve bir müfrezeye komutanlığa başlamıştır. Görevi keşif ve kundakçılık yapmak olan Rahmiye Hanım, Osmaniye’deki demiryolunu patlatmıştır. Bulunduğu siperden çıkıp yaralıları sırtlayarak getirmesiyle ona “uçan” anlamıyla “tayyar” lakabı verilmiştir. Fransız karargahına yapılan saldırıda askerlerin tereddütünü görmüş“Ben kadın olduğum halde ayakta duruyorum siz erkek olarak yerlerde sürünmeye utanmıyor musunuz?” Sözleriyle arkadaşlarını hücuma teşvik etmiş ve aynı savaşta arkadaşlarını korumak için yaptığı hamlede adını tarihin sayfalarına silinmeyecek şekilde yazdırmıştır.  

Kaynakça: https://www.nedir.org/soru/tayyar-rahmiye-hanim-hangi-sehirde-savasmiştir

16.02.2022

ZEKİYE HANIM

Mevlevi Şeyhi Amil Çelebi’nin eşi olan Zekiye Hanım, Müdafaa-i Hukuk Kadınlar Cemiyetinin kurucusudur. 10 Aralık 1919 tarihinde Kastamonu Kız Muallim Mektebi’nin bahçesinde düzenlenen büyük bir toplantı ile bu cemiyetin kurulduğunu ilan etmiştir. Yapılan toplantıda işgal karşısında halkın tepkisinin dile getirilmesi, insan haklarından bahisle yurdun düşmanlardan temizlenmesi ve padişaha, sadrazama, yabancı devletlere protesto telgrafı çekilmesi kararı alınmıştır. Zekiye Hanım, Milli Mücadele’nin önemini anlatmak için çeşitli konferanslar düzenliyor ve gösteriler yaparak halkın işgalci güçlere karşı bilinçlenmesi için yoğun bir faaliyet yürütüyordu. 15 Ocak 1920’de Lloyd George’un İstanbul ve Boğazlar ile ilgili sözlerine karşılık yeniden büyük bir miting düzenleyerek halkı mücadeleye davet etmiştir.

Kaynakça: Şefika Kurnaz, Cumhuriyet Öncesinde Türk Kadını(1839-1923), Aile ve Araştırma Kurum Başkanlığı, Ankara 1991.

16.02.2022

TAYYİBE HATUN

Güzelim yurt topraklarının bölünmez bütünlüğünü korumak için gecesini gündüze katan vatan neferlerinden biridir Tayyibe Hatun. Ayşe Hatun olarak da bilinmektedir. Doğum yeri ve tarihi ile ilgili kesin bilgiler yoktur. 

Tayyibe Hatun, Kurtuluş Savaşı yıllarında doğu cephesinde Ermenilerle savaşan askerlere cephane götürmek için sekiz aylık bebeğiyle bir kafileye katılıp cepheye doğru yola çıkmıştır. Sırtında cephanesi kucağında bebeği, askere cephane taşıyor. Fakat yolda düşmanla karşılaşıyor. Bebeğin sesi duyulup da düşman tarafından fark edilmesinler diye bebeği göğsüne basıyor. Düşman uzaklaşınca göğsüne bastırdığı yavrusunu bırakıyor. Havasız kalan sekiz aylık bebeği boğuluyor. Savaş için gerekli olan sınırlı cephaneyi korumak için bebeğinden vazgeçti. 

Şehit çocuğu yere koyup, üstünü bayrakla örtüyor ve yavrusuna sesleniyor: "Sen! yüzlerce yıl sonra doğacak çocuklar için şehit oldun. Bu, benim için de senin içinde şereftir! Vatan sağ olsun! " 

Kaynakça:blogmilliyet.com.tr

16.02.2022

NAKİYE ELGÜN (1882, Rumelifeneri, Sarıyer, İstanbul- 23 Mart 1954)


Nakiye Hanım, Kurtuluş Savaşı başladıktan sonra, savaşta kimsesiz ve yardıma muhtaç aileleri korumak için ‘’Şehit Aileleri Yardım Cemiyeti’’ adıyla bir dernek kurdu. Şehitlerin geride bıraktıkları yetimlerin okullara yerleştirilmesinde önemli başarılar elde etti. Müdürlüğünü yapmış olduğu Fevziye Okulu depolarında, Bartın’dan Anadolu’ya sevkedilen savaş malzemelerinin saklanmasını sağlamış ve Millî Mücadele’ye destek vermiştir. Birinci Dünya Savaşı sonrası boyunca Hilal-Ahmer’de çalıştı. Anadolu’nun işgalini protesto etmek için, İstanbul’da düzenlenen mitinglerde Muallimler Cemiyeti başkanı olarak konuşmalar yapmıştır. 23 Mayıs 1919 günü Sultanahmet Meydanı’ndaki büyük mitingde kalabalığa seslenen konuşmacılardan biri oldu. 

Kaynakça: ELÖVE Mustafa E., Bir Demet Işık, Feyziye Mektepleri Vakfı Yayını, İstanbul, 1991,s.91-99.

17.02.2022

GÖRDESLİ MAKBULE HANIM

Ustrumcalı Halil Efe ile evlendikten, sonra eşi ve müfrezelerle birlikte Demirci, Gördes. Simav, Bigadiç ve Sındırgı dağlarında sürekli dolaşmış, Yunan ordusunun İzmir’i sonra da Batı Anadolu’yu işgal etmeye başlaması üzerine, eşi Halil Efe ile birlikte Kuvayı Milliye ile çete savaşlarına katılmıştır. Ordu, Demirci’ye çekilmek zorunda kalınca, birlik komutanı Ethem Bey’in onayıyla kocasının yönettiği gerilla grubuna katılarak Yu­nan kuvvetleriyle dövüşmüştür. Eşi ile, o yörede Yunan kuvvetleriyle yapılan tüm çatışmalara katılmıştır. Yunanlılar Sakarya Savaşı’nı kaybederek Afyonkarahisar’a çekildiğinde, bir taraftan da Halil Efe’nin Gördes-Akhisar bölgesinde faaliyet gösteren çetesinin saldırıları ile karşılaşmışlardır. Her cephede en önde savaşmış, Akhisar-Sungurlu sınırı üzerinde bulunan Kocayayla’da en önde savaşırken başından vurularak şehit edilmiştir.

Kaynakça: https://www.biyografya.caom/biyografi/14330

17.02.2022

İNAS DARÜLFÜNUN'DAN MELİHA HANIM

1914-1915'te açılan İnas Darülfünun'un ilk mezunlarındandır. Darülfünun'un "Kadınlar Dünyası" dergisinde yazarlık yapmıştır. Meliha Hanım 'ın Kurtuluş Savaşı'ndaki en önemli rolü ,Halide Edip Adıvar'ın öncülüğünü yaptığı Fatih Mitingi'nde hatiplik yapmasıdır. Meliha Hanım'ın öğrencileri temsilen Fatih Mitingi'ndeki sözleri halk üzerinde büyük manevi tesir yaratmıştır. Fatih Mitingi'nde yaptığı konuşmanın özeti şu şekildedir;

"Bugün ey Türk; ihtişamla yaşayan şark yıldızı sönmek üzeredir. Fakat bu koca devlet yıkılırken öyle bir gürültü ile devrilmelidir ki bu çatırtı cihanı sarmalı ve bütün insanlığı titretmelidir. Bu enkazın altında yalnız milletin erkekleri değil, kadınları da ezilecektir." diyerek kadın erkek herkesi mücadeleye çağırmıştır.

   Kaynakça: Arıburnu, K.(1975), Milli Mücadele'de İstanbul Mitingleri,Ankara.

17.02.2022

DOMANİÇLİ HABİBE ANA

Domaniçli Habibe ana ,milli mücadeleye katılan kadın milis kahramanımızdır. Yunanların Domaniç üzerinden Kütahya'ya doğru ilerlerken bölge halkı düşmana karşı koymak için hazırlanmıştı. Domaniç'te yaşayan Habibe ana da vatan sevgisini aşıladığı oğlunun eline silah vererek İnegöl'e gönderdi. Ancak oğlu vatana ihanet eden bir jandarma onbaşının sözüne kanıp düşmana haber taşıdı. Habibe ana, ''Oğlun düşmana casusluk etti.'' haberini aldığında hiç düşünmeden silahını kuşanıp atına binerek oğlunun bulunduğu yere gitti. Annesinin elini öpmeye gelen çocuğu gördüğünde kara feracesinin yenine sakladığı silahını çekerek tek kurşunla oğlunu vurdu. Habibe ana vatanı  için evladından vazgeçti. Yüreği kan ağlasa da vatanına oğlu dahi olsa ihanet edemezdi.

Kaynakça: Şükûfe Nihal, Domaniç Dağları'nın Yolcusu, 2008, Timaş Yayınları.


17.02.2022

ERZURUMLU GÜL HANIM

Mustafa Kemal’in Samsun'a çıkışıyla başlayan Milli Mücadele, Türk tarihinin dönüm noktalarından biridir. Milli mücadelemizin zaferle sonuçlandırılmasında Erzurumlu Gül Hanım gibi kadın kahramanlarımızın rolü de oldukça büyüktür. Halide Edip’in kaleminden okuduğumuz Gül Hanım’ın hikâyesi gördüğü bir rüya ile başlar. Bu rüyaya göre Hz. Ali tarafından kahramanımıza zaferin kazanılacağı müjdelenmiş ve böylece orduya katılmak için Kazım Karabekir ve Mustafa Kemal ile görüşüp izin istemiştir. Mustafa Kemal’in emri doğrultusunda I. Orduya katılmıştır. Buradaki faaliyeti boyunca yüzüne bağladığı beyaz tülbenti ile sembolleşen Gül Hanım mücadeleden bir adım geri durmamıştır. Milli mücadele sonunda Mustafa Kemal tarafından da hatırlanan kahramanımız ev ve arazi ile onurlandırılmıştır. 2 Ocak 1935 tarihinde yürürlüğe giren soyadı kanunu ile kendi vicdanını betimleyen'' Yurdaköle'' soyadını almıştır.

Kaynakça: Uyanıker, Ferhat; Milli Mücadele’de Türk Kadını, Ankara, Genelkurmay Basımevi, 2009.


17.02.2022

MÜFİDE FERİT TEK

Müfide Ferit,mütareke yıllarında Ankara'da Hakimiyet-i Milliye'de yazılar yazıyordu.Yunanlıların İzmir'i işgalini hilal-haç kavgasının devamı olarak görüyor ve ekliyordu:"Bizden ezeli intikam alıyorlar.Kendileri bile gelmiyorlar.Kölelerini gönderiyorlar." 7 Şubat 1921'de Hakimiyet-i Milliye'de yazdığı "Gazi Antep" adlı yazısı büyük ses getirmiş ve Antep'e "Gazi" unvanının verilmesini sağlamıştır.Güney Cephesinde Fransızlara karşı bağımsızlık savaşı veren ve bunu zaferle taçlandıran Antep halkını "Gazi Antep" adlı yazısında şu sözlerle takdir etmiştir:"Türkler!Hürmet ile eğiliniz!Antep karşısındasınız.Onu,o aşk-ı vatan timsalini kendi ezeli ve fıtri kahramanlığınızı selamlıyorsunuz.”

Kaynakça:*Cemal Demircioğlu,"Müfide Ferit Tek ve Romanlarındaki Milliyetçilik",1998. *Sevim Karabela Şermet,"Müfide Ferit'e Özgü Feminizm",2019.*Alev Sınar Uğurlu, "Hakimiyet-i Milliye Sayfalarından İşgal Altındaki Antep",Sayı.27,2014/2 *http://kentgazetesi.biz/gaziantep-ve-mufide-ferid-tek/


17.02.2022

NACİYE FAHAM HANIM

1919 başlarında kurulan Asri Kadınlar Cemiyeti'nin kuruculuğunu ve başkanlığını yapmıştır.19 Mart 1919'da işgalleri protesto etmek için Fatih Türbesi'ndeki anma töreninde söz almış; "ulu hakanın türbesini yabancıların ayakları altında bırakmayacaklarını" ifade etmiştir.İzmir'in işgali sonrası 20 Mayıs 1919'da Üsküdar Mitingi’nde yaptığı konuşmada;işgallere karşı birlikte hareket edilmesini ve erkeklerin bu mücadelede yalnız olmadığını haykırmıştır.16 Mart 1920 İstanbul'un işgali sonrası Milli Mücadele'ye destek olan ve aynı zamanda gizli bir örgütlenme olan "Karakol Cemiyeti"nin yöneticileri arasına girerek "İslam Kadınlar Birliği Başkanlığı"nı yapmıştır.

Kaynakça:*Nuray Özdemir, Mütareke Döneminde Asri Kadın Cemiyeti'nin Faaliyetleri,2021. *http://dilekpercin.blogspot.com/2018/10/osmanlidan-cumhuriyete-kadin-dernekleri.html *http://www.ticarihayat.com.tr *http://www.sunhaber.com


17.02.2022

MELEK REŞİT HANIM (MELEK RONABAR)

Melek Ronabar, 1887’de İstanbul’da doğmuştur. Mondros Ateşkes Antlaşmasının şartlarından dolayı rahatsızlık duyan kadınlar, Melek Ronabar başkanlığında örgütlenmiş ve 26 Kasım 1919 yılında Sivas Valiliğine bir cemiyet için başvuruda bulunmuşlardır. Valiliğin onayını alana kadar Sivas Numune Mektebi’nde örgütlenen kadınlar, 9 Aralık 1919’da Sivas Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti adı altında kurulan örgütte yasal zeminde işgalci devletlere karşı mücadeleye başlamışlardır. Cemiyetin kurucusu Melek Ronabar ve örgüttekiler, İstanbul hükümetine ve işgalci kuvvetlere telgraf çekerek protestoda bulunmuşlardır. Ayrıca örgüt, maddi bağış toplayarak Milli Mücadelenin ekonomik yükünü hafifletmiştir. Melek Hanım, eşinin tayini sebebiyle 16 Ekim 1920’de başkanlıktan ayrılmıştır. İstanbul’a yerleşen Melek Hanım, 1958 yılında vefat etmiştir.

Kaynakça: Ulusal Bağımsızlık Savaşı’nın Örgütlenme Aşamasında Melek Reşit Hanım ve Faaliyetleri – Necdet Aysal / Hasan Dinçer


17.02.2022

MELİHA NACİYE HANIM

Meliha Naciye tarih bilincine sahip bir Türk kadınıdır. Aydın ve Mustafa Kemal Paşa hayranı olan Meliha Naciye Hanım Yalova civarındaki Yunan zulümlerine şahit olduğunu belirttiği'' Müsalemet-i Cihan! Yarabbi! Bizi Kurtar!'' broşürünü 1922 yılında İzmir’in kurtuluşundan hemen sonra İstanbul’da bastırtmıştır. Bu broşürü yazmaktaki amacı Yunan zulümlerinden hesap sormak, işgal askerlerini yurttan atmak ve Batı ülkeleri nezdinde insanlık namına Yunan vahşetlerinin mahkeme huzurunda hesaba çekilmesi için kamuoyu oluşturmaktır. Sulh konferansında Yunanlılardan hesap sorulmasından yanadır.

Türk milletinin çıkarı ve geleceği için Milli Mücadeleye katkı sağlayan kadın kahramanlarımızdandır.

            Minnetle ve saygıyla anıyoruz. 


Kaynakça :MİSAK- Millî Strateji Araştırma Kurulu SİYASET-TARİH Kurtuluş Savaşı Sonuna Doğru Bir Türk Kadınının Feryadı: Meliha Naciye- Müsālemet-i Cihān! Yarabbi! Bizi Kurtar! (1922)


17.02.2022

ŞUKUFE NİHAL(1896-1973)

      Nihal 1896'da İstanbul'da doğdu. Eğitime çok önem veren Şukufe Nihal; Arapça, Fransızca ve Farsça öğrendi.Darülfunun'da Coğrafya Bölümü'nü bitirdi.1919'da mezun olan ilk üniversiteli kadınlardandır.

    Hayatta 2 şeyde ısrarcı olmuştur.Kadın ve Vatan...Kurtuluş Savaşı zamanında evinde yaptığı toplantılar,Asri Kadınlar Cemiyeti ile gizlice teşkilatlanmalar ve 1919'da İstanbul Sultanahmet'te Halide Edip ile yaptığı ateşli konuşmalarla Milli Mücadeleyi destekledi.Gazetelerde adından söz ettirmeyi başardı.Meşrutiyet sonrası kadınların sosyal ve siyasal hayatta haklar elde etmeleri için çabaladı.Kadınlar Halk Fırkası Genel Sekreterliği görevini yürüttü.Milli Mücadele'ye canla ve başla destek veren tüm kadınlar,analarımız ve Şukufe Nihal'i rahmet ve minnetle anıyorum.

Kaynakça:dergipark.org.tr-teisyesevi.edu.tr-türkedebiyatı.org


17.02.2022

AYŞE ÇAVUŞ

Aslen Prizrenli olup Aydın’a yerleşmiş bir muhacirdir. Arkadaşları ona Mehmet Çavuş ismini vermiş olup eşini Balkan Harbi’nde kaybetmiştir. Dört oğlu ve bir kızıyla Milli Mücadele’ye katılmıştır. Damadı ve büyük oğlu ile dilenci kılığında Aydın’a geçtikten sonra topladığı 350 kişilik bir kuvvetle Salihli’de düşmanla çarpışmıştır. Üç Yunan askerini öldürerek sürdükleri otomobili hayvanların arkasına bağlayarak ve Kuva-yı Millîye birliklerine teslim etmiştir. Gösterdiği başarılardan dolayı Kütahya’da iken Çavuş olmuştur. Takım çavuşluğu da yapmış olup, Osman oğlu Nazım’ın birinci çetesinde de görev yapmıştır. Umurlu Harbi’nde yaralanan  Ayşe Çavuş, büyük oğlunu Demirci’deki savaşlarda, küçük oğlunu ise I. ve II. İnönü Savaşları’nda şehit vermiştir. 

Kaynakça:https://www.globalsavunma.com.tr/milli-mucadele-nin-efsane-kadinlari.html 



17.02.2022

BALTAKÖY KADINLARI

Aydın’ın işgali sonrası Aydın’lılar Ermez Köy ve Baltaköy civarına göç eder. Aydın’ın güneyinde patlayan silah sesleri köylüleri ürkütür. Arşın Teyze köyün yamacındaki köyün kadınlarını toplar ve “Büyük Harpte, Çanakkale’de, Kafkasya’da savaşarak canlarını feda eden evlatlarımız, kocalarımız, babalarımız değil mi? O yıllardan beri rahat yüzü gördük mü? Kimimizin babası, kimimizin de kocası oralarda kalmadı mı? Şimdi Aydın’da savaşanları görüyorsunuz. Güneşin sıcağında savaşanlar bizim evlatlarımız değil mi? Biz de gidelim. Onlarla birlikte savaşalım.  Gerekirse şehit olalım. Analar, kardeşler gün, bugündür” der. Baltaköylü kadınlar Arşın Teyzenin konuşmasından duygulanır, hazırlıklara başlar. Baltaköylü kadınlar, yeniden evlerine dönemeden, Aydın Ovası’nda vatanları için şehit olmuşlardır. Varlıklarıyla iftihar ettiğimiz Baltaköylü kadınların Aydın Muharebelerindeki hizmetini iftiharla anarım.

 Kaynakça: Saadettin Demirayak, Aydın’ın Üç Efesi, Aydın Tuna Matbaası, Aydın 2011.

17.02.2022

KARA FATMA

Fatma Seher Erden, bilinen adıyla “Kara Fatma” 1888 yılında Erzurum da doğdu. İbrahim Yahya’nın kızıdır. Subay Ahmet ile evlenmiştir. Kara Fatma Mustafa Kemal ile görüşmeler yapmıştır ve gözü kara olmasından dolayı Mustafa  Kemal ona “Kara” lakabını vermiştir.

Kara Fatma ,Kurtuluş Savaşı’nda da bulunmuştur. Orada yemek yapar, askerlerin yaralarını iyileştirirdi. Aynı zamanda da üsteğmenlik maaşını Kızılay’a bağışlamıştır. Çavuşluk rütbesiyle başladığı askerlikten, üsteğmen rütbesi ile emekli olmuştur.

Kara Fatma geçirdiği hastalıktan dolayı hastaneye yatırılmış ve 11 gün sonra; 2 Temmuz 1955’te  hayatını kaybetmiştir.

Hanzade Macit

Kaynakça:  tr.m.wikipedia.org

https://www.aa.com.tr/tr/yasam/milli-mucadelenin-kadin-kahramani-kara-fatma-/1571715

21.02.2022

LATİFE HANIM(1898-1975)

Latife Uşaki, 1898’de İzmir’de doğmuştur. Uşakizade Muammer Bey ile Adeviye Hanım’ın kızıdır. Uşakizade Köşkü’nün bahçesinde bulunan Camlı Köşk’te ilkokulu, İstanbul Arnavutköy Amerikan Kız Koleji’nde de ortaokul ve lise eğitimini tamamlamıştır. Sorbonne Üniversitesi’nde siyaset ve hukuk alanında eğitim almıştır. Ayrıca, Londra’da dil eğitimi gören Latife Hanım’ın İngilizce, Fransızca, Almanca ve İspanyolca bilmektedir.

 Latife Hanım, kurtuluş ordusunun başında İzmir’e gelen Mustafa Kemal ile görüşüp,Göztepe'deki köşklerini karargah olarak kullanmasına imkan sağlamıştır.

 Latife Hanım, 29 Ocak 1923 tarihinde Uşakizade Köşkü’nde Mustafa Kemal ile evlenmiştir. Mustafa Kemal’in isteği üzerine, meclise giren ilk Türk kadınıdır. Mustafa Kemal ile yaptıkları nikah töreni  kadınlara modern ve medeni Türk kadınının nasıl olması gerektiğini göstermiştir.

Kaynakça: https:/ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/latife-hanım

17.02.2022

SENEM AYŞE HATUN

Milli mücadele kadın kahramanlarından Senem Ayşe, 1879 Maraş doğumludur. Maraş'ın Ekim 1919'da Fransız işgaline uğramasının yanı sıra,Ermenilerin taşkınlıklar yapması halkın Kuvayı milliye birlikleriyle çete örgütlenmeleri oluşturmasına neden olmuştu. Bu birliklere Senem Ayşe'nin kocası Ramazan da katılarak şehit düştü.Senem Ayşe kocasının şehit olduğunu duyunca baş ucuna gelerek,kocasının kanını alnına sürdü ve çete kıyafetlerini giyerek silahlı mücadeleye girişti. Senem Ayşe evinin yakınındaki düşman cephaneliğini imha etmek için kendi evini yakmış, cephaneliği havaya uçurmuştu.Vatanı için savaşmayı bir görev bilen Senem Ayşe,Duraklı mahallesindeki evinde Gazi ve Kahraman bir Türk kadını olarak 8 Şubat 1954'te hayata gözlerini yumdu.

Kaynakça:Dr.Selçuk Gençay, İbrahimH.yılmazoğlu Ayşe'nin torunu ile yapılan röportaj Gazilerin Dilinden Milli Mücadelemiz, Kurtuluş harbi tanığı Demirci İbrahim röportaj. 


14.02.2022

ŞEHİT ŞERİFE BACI

Anadolu topraklarında yetişmiş olan Türk kadınları bu vatan savunmasında mücadele etmişlerdir. Bu fedakar kadınlardan biri de Şehit Şerife Bacı'dır. Kurtuluş Savaşı’nda İnebolu'dan Ankara'ya cephane taşınması gerekir. Cephaneyi ulaştıracak kişiler arasında Şerife Bacı da yer alır. Tarih 1921 yılının Aralık ayıdır. Şerife Bacı bebeğini alıp zorlu kış günlerinden birinde kağnısında taşıdığı cephaneyle yola koyulur. Şerife Bacı kızının ve cephanenin üstüne battaniye örter. Hem cephanenin donmasını engeller hem de Elif'i soğuktan korur. Ancak kağnı defalarca durur. Şerife Bacı artık her şeyin geç olduğunu anlamıştır. Bunun üstüne kazağını çıkartıp cephanenin üstüne örter. Ve kızına sarılmaya başlar. O gün Şerife Bacı donarak şehit düşer. Kastamonu Kışlası'ndaki askerler yakınlarda bir kağnının durmuş olduğunu görürler. Vardıklarında bir bebek sesi duyarlar.  Şerife Bacı ölmüş, ama cephane ve kızı kurtulmuştur.

Kaynakça: kastamonu.ktb.gov.tr


16.02.2022

NAZİFE KADIN

Çanakkale’nin Bigadiç Kavakönü köyünden olan Nazife Kadın 1922 yılında Kurtuluş Savaşı’nda görev almıştır. Yaptığı yardımlarla canı pahasına vatan için savaşan askerlerin karnını doyurmuş ve susuzluğunu gidermiştir. Diğer kahraman Türk kadınları gibi üstlendiği bu zorlu görevi büyük bir özveriyle yerine getirmiştir. Nazife Kadın’ın cephedeki Türk askerlerine yardımını Yunanlılar fark etmiş ve Nafize Kadın’ı bulmuşlardır. Ona, Türk askerinin nerede mevzilendiğini sormuşlar ancak her Türk kadının yapacağı gibi Nazife Kadın Yunanlılara, askerimizin yerini söylememiştir. Yunanlıların yaptıkları işkencelere rağmen konuşmayan Nazife Kadın Türk askerine götürdüğü ekmekleri pişirdiği o fırında birkaç kadınla beraber  şehit edilmiştir.

 Kaynakça :SARIÇOBAN, Gülay, Milli Mücadele’de Anadolu Kadını, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 21 (4), 2017.


7.02.2022

SAKİNE BATURAY


Aslen Samsunlu olan Sakine Baturay Erzurum'da yaşıyordu. 1911 veya 1912'de Muhsin Bey'le evlendi. Bu evlilikten 1913 yılında 'Lütfü' adında bir oğlu oldu. Ancak çocuğun ayakları 90 derece içe doğru dönük doğdu. Sakine Hanım'ın eşi Muhsin Bey, Yemen Harbi'nde askerde kaldı. Yaşadığı köye Ermeni çetelerinin saldırıları üzerine Sakine Hanım, oğlunu alarak, çalışmak üzere Samsun'da bulunan babası Hasan Reis'in yanına geldi. Burada babasının yanında çalıştığı Samsun'da, eşraftan Ömerzadeler'in girişimiyle engelli oğlunu tedavi için kentteki hastaneye yatırdı. Sakine Hanım, oğlunun tedavisi için sürekli hastanede kaldı. Bu sırada hastanede görevli Amerikalı bir doktordan İngilizce ve Latin alfabesi öğrendi. Samsun'a Paşanın geleceğini öğrenen Sakine Hanım 19 Mayıs 1919 günü o zaman ki adıyla Reji iskelesine gitti. Atatürk'ü karşılayan tek kadın olarak yerini aldı.

Kaynakça:https://www.posta.com.tr/samsun-da-ataturk-u-karsilayan-tek-kadin-sakine-baturay-1351021

8.02.2022

BALTA KÖYLÜ ARŞIN TEYZE

Aydın'da ilk Kuvayı Milliye Müfrezesi'ni kuran ve Kurtuluş Savaşı'nda, milis kuvvetleriyle, ilk defa düzenli orduya katılan, diğer efe ve zeybeklerin Milli Mücadele'ye katılmasına öncülük eden Yörük Ali Efe'yi, dağlarda gezmekten vazgeçiren Balta köylü Arşın Teyze'dir. Arşın Teyze'nin Yunan bayrağını kast ederek "Cami minaresinde mavi bayrak dalgalandıktan sonra sen efe olsan ne yazar, olmasan ne yazar" sözleri Yörük Ali Efe'yi Milli Mücadele'ye sevk eder. Cesaretiyle efeleri Milli Mücadeleye teşvik eden BALTA KÖYLÜ ARŞIN TEYZE’yi unutmayacağız. Ruhu şad olsun.

Kaynakça:İhsan KARATAŞ, “Milli Mücadelenin Kadın Kahramanları “, Yeni Asır Gazetesi

8.02.2022

AYDINLI AYŞE ÇAVUŞ

Ayşe Hanım, aslen Kırımlıdır. Eşini Balkan Harbi'nde kaybetmişti. Dördü erkek, biri kız beş çocuk anasıdır. Yunanlıların İzmir'i işgali üzerine "Ölüm var, Kurtuluş yok" diyerek çocuklarını Uşak'a gönderir. Damadı ve büyük oğlu ile birlikte dilenci kıyafetiyle Aydın'a geçerler. Bu süre içerisinde mahalle delikanlılarını vatanı kurtarmak için çalışmaya ikna eder. Muhtar, Ayşe Hanım'a  bir filinta ile 200 fişek verir, civar köylerden de 280 delikanlıyı ikna ederek kasabaya doğru yola çıkarlar. İki saatlik muharebeyle kasabayı alırlar. Yunanlıların Demirci'ye girdiği haberi üzerine süvari olarak Demirci'ye gider ve 400 kişilik Yunan kuvveti yenerler. Başarıları üzerine Ayşe Hanım, Ayşe Çavuş olur. Cesur ve korkusuz AYDINLI AYŞE ÇAVUŞ bu vatan sana her zaman minnettar olacaktır. Mekanın cennet olsun...

Kaynakça:İhsan KARATAŞ, “Milli Mücadelenin Kadın Kahramanları “, Yeni Asır Gazetesi

8.02.2022

ŞERİFE ALİ KÜBRA ( ÇİFTLİKLİ KÜBRA)

Tıknaz, kısa boylu, yakalandığı sıtmanın etkisiyle sararmış bir yüze sahiptir ve henüz 17 yaşındadır. Sadece babası vardır. Düşman Aydın'da iken nişanlıdır Şerife Efe. Bir gün kan ter içinde uyanır uykusundan. Babasına, rüyasında Çete Ayşe'yi gördüğünü ve onunla birlikte savaşa katılmak istediğini söyler. Babasının kıyafetini giyerek evden çıkmak üzere iken babasının itirazına şu cevabı verir: "Ülkem düşman işgalindeyken ben nasıl evlenip çocuk sahibi olabilirim. Şimdi düşmanı kovma vakti, sağ kalıp geri dönersem evlenirim, çocuklarım olur." Bunun üzerine Çete Ayşe ile daha sonra Yörük Ali Efe ile düşmana karşı savaşır. Yörük Ali'nin 3. kızanı olarak tarihe geçer. Vatanı için hayallerinden vazgeçen ŞERİFE ALİ KÜBRA nurlar içinde uyu.

Kaynakça:İhsan KARATAŞ, “Milli Mücadelenin Kadın Kahramanları “, Yeni Asır Gazetesi

8.02.2022

SENEM AYŞE


Senem Ayşe, 1886’da ailesi ile Adıyaman’dan Maraş’a göç etmişti.Maraş, 1919’da önce İngilizler, sonra da Fransızlar tarafından işgal edilmişti.Senem Ayşe, Maraşlılar’ın kadın-erkek demeden can,mal,namus ve aile fertlerini koruma davasının peşine düşmelerine tanık olmuştu. Kendilerinin en büyük destekçisi de Mustafa Kemal Paşa’dır. Senem Ayşe, bazen evde yemek yapar bazen de yaralıların tedavisi için uğraşırdı. Eşi Ramazan, vatan mücadelesinde Ermeniler tarafından vurularak şehit edildi. Maraşlılar kadın erkek el ele verip kendi şehirlerine hakim duruma geçtiler. Bu mücadele 12 Şubat 1920’de Fransızlar’ın mağlubiyeti kabullenerek geriye çekilip gitmeleri ile sonuçlandı. Senem Ayşe, oğlu Ökkeş’e köyündeki yanan evini tamir ettirdi. Ömrünün geri kalan kısmını geçici işlerde çalışarak  tamamlamaya çalıştı. 8 Şubat 1954’te (Maraş’ın kurtuluşunun 34.senesinde) vefat etti.

Kaynakça: kahramanmaras.bel.tr ; marastanhaber.com.tr


14.02.2022

SIĞMALI GALEK FATMA

Sığmalı Galek Kara Fatma lakabı ile tanınan Fatma Hanım, 13 yaşlarında iken Hacı İsmailoğlu’nun Hac yolculuğu sırasında hizmetinde çalıştırmak için Arabistan' dan getirilmiş ve Sığma kasabasına yerleştirilmişti. Güler yüzlü ve sakin bir kişiliğe sahipti. Çevresinde cesur bir kadın olarak tanınırdı. Millî Mücadelede adını 25 Temmuz 1919 da Sarayköy'e gelerek halka nasihat vermek isteyen İngiliz Heyetini kasabadan kovan mücahit kadınlar arasında yer aldı. İstiklal Harbi’nde deve sırtında cepheye erzak ve cephane taşıdı. Kadın başına köyleri dolaşarak halktan topladığı semer, çuval, saman, arpa gibi malzemeleri cephede savaşan gönüllü askerlerimize ulaştırdı. 1964'te Sığma köyünde vefat etti.


KAYNAKÇA: sarayköyheyetimilliye.blogspot.com

14.02.2022

HALİDE EDİP ADIVAR

Öğretmen, siyasetçi, akademisyen ve yazar gibi unvanlarının yanı sıra, bir sivil olmasına rağmen “onbaşı” rütbesi kazanan Halide Edip Adıvar, aynı zamanda yetenekli bir hatip ve edebiyatçıdır. 1884 yılında doğmuş, Üsküdar Amerikan Kız Koleji’nden mezun olmuştur. Bu yönüyle İngiliz ve Amerikan kültürünü tanıma imkanı elde etmiş, bunun avantajını milli mücadelede zaman zaman kullanmıştır. Kadın haklarına ilişkin 1908 yılında yazılar yayımlamış, müfettişlik ve öğretmenlik görevlerini de yürütmüştür. Ayrıca Balkan Savaşları sırasında hastanelerde görev almıştır. 1919 yılında İstanbul Sultanahmet Meydanı’nda yaptığı halkı işgale karşı koymaya cesaretlendiren ünlü konuşmasını gerçekleştirmiş ve kendinden bahsettirmeyi başarmıştır. Savaş yıllarında ülke için hayati bir öneme sahip olan Anadolu Ajansı’nın kuruluşunda rol alarak gazetecilik yapmıştır.

Kaynakça: www.türkedebiyatı.org

15.02.2022

SABAHAT FİLMER

Sabahat Filmer’in doğum ve ölüm tarihi net değildir.İşgallere karşı düzenlenen mitinglere katkısı ve başarısı önemlidir.Hilali Ahmer’de hemşirelik yapan Sabahat, Asri Kadınlar Cemiyeti’nin aktif üyelerinden birisi olmuştur.Aynı dönemde Halide Edip Adıvar’a asistanlık yapmıştır.Sabahat Hanım bu dönemde Atatürk ile tanışmıştır.Sabahat Filmer ve Asri Kadınlar Cemiyeti'nin diğer üyeleri işgallere karşı mitingler düzenlemiştir.Asri Kadınlar Cemiyeti tarafından düzenlenen mitingler Halide Edip Adıvar öncülüğünde yürütülmüştür.

Sabahat Hanım söz aldığı bir mitingte özetle‘’Ezan seslerinin altında halkımızın özgürce yaşaması gerekir.Türklerin mazisi şan ve şerefle doludur.Bu işgallere karşı herkesin harekete geçmesi gerekir.Arkamızda peygamberin ruhu ve Allah’ın koruyuculuğu vardır.’’şeklinde konuşmuştur.

Kaynakça:https://www.5harfliler.com/tag/sabahat-filmer/
Özdemir,Nuray’’Mütareke Döneminde Asri Kadınlar Cemiyeti’nin Faaliyetleri

15.02.2022

NEZAHAT ONBAŞI

1909 yılında Erzurum’da doğmuştur. Adı Nezahat Baysel’dir. Kurtuluş Savaşı kahramanlarından biridir. Annesinin vefatı ile 70. alay komutanı olan babası Nezahat’ı yanına almıştır. Askerler ile büyüyen Nezahat ata binmeyi silah kullanmayı öğrenmiştir. 9 yaşında iken babası ile birlikte Kurtuluş Savaşı’na katılmıştır. I ve II. İnönü Savaşları’na da katılmıştır. İnönü Savaşı’na katkılarından dolayı Mustafa Kemal Atatürk’ün takdirini kazanmıştır. Türk ordusunun yenilgi aldığı cephelerden biri olan Gediz Cephesi’nde kaçan askerlerin geri döndürülüp birliğin toparlanmasında rolü olmuştur "Ben babamın yanına ölmeye gidiyorum, siz nereye gidiyorsunuz?" sözleri onu savaş kahramanı olarak tarihe geçirmiştir. Bu kahramanca tavrından dolayı 12 yaşında kendisine "onbaşı“ rütbesi verilmiştir. Nezahat Onbaşı’nın kahramanlıkları TBMM’de tartışılmış ve kendisine İstiklal Madalyası takdim edilmesi kararlaştırılan ilk kişi olmuştur.

CEYLİN ÖZGE GÖKTÜRK

Kaynakça: https://tr.wikipedia.org


16.02.2022

SÜREYYA SÜLÜN HANIM

    Van’da doğmuştur. Yaşadığı kasaba, düşmanın korkunç zulüm ve taarruzuna maruz kalmış,  Süreyya 'nın babası şehit olmuştur.  Beş yüz civarında cengaver, Erek kasabasında toplanarak aziz topraklarını savunmaya karar verirler. Ve tabii, Süreyya Sülün hanım ve üç kardeşi de bu kahramanlar meydanındadır.

    Yoğun bombardıman altında ilerleyerek Karaköse’ye gelen bu kahraman Kuva–yı Milliyeciler, Murat Irmağı boylarında tam bir buçuk ay düşmanla çarpıştılar.

  Iğdır civarında kanlı çarpışmalar oldu. Bu muharebede Süreyya Hanımın üç kardeşi birden şahadet şerbetini içtiler. Kardeşlerinin kollarında can vermesine rağmen yılmadı ve cenk meydanını terk etmedi. Daha sonra Karaköse’ye çekilen Süreyya Sülün Hanım, burada Ziverbey Taburu’na iltihak etti. Bir ara yaralandı ama mücadeleye devam etti ,daha sonra  Erzurum’a döndü.

 Kaynakça :http://smokeyblue.net/2012/04/30/sureyya-sulun/

17.02.2022

HÜRÜ ANA

Hürü Ana, 1871 yılında dünyaya gelmiştir. Babasının adı Kalender, annesinin adı Selver’dir. Yıllardır kardeşlik içinde yaşamlarını devam ettiren Türkler ve Ermenilerin olduğu Maraş’ın mahallelerinden Kuytul (Kurtulmuş)’da yaşamıştır. Ermeniler, hayalini kurdukları büyük Ermenistan’ı gerçekleştirmek amacıyla genç-yaşlı demeden doğuda isyan başlatmıştı.  Anadolu halkı ise  düşman işgaline karşı , millî birlik ve beraberlik içinde vatanını korumaya ant içmişti. Yürekli kadınlarımızdan biri olan Hürü Ana da bu mücadeleye katılmış, elindeki odun parçasıyla Ermenilere meydan okumuştur. Hürü Ana’nın bu cesareti, doğru bildiğinden şaşmayan yönü ve dayanma gücü romanlarda da karakterize edilmiştir.

Kaynakça: https://www.marastanhaber.com.tr/milli-mucadele-kahramanlarindan-huru-ana-46125h.htm

https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0nce_Memed

https://kahramanmaras.bel.tr/maras-mudafaasi-ve-kahraman-kadinlarimiz


15.02.2022

SAİME HANIM( AYOĞLU)

Antalya'nın Milli Mücadele tarihinde yöre halkının  göğsünü kabartan çalışmalardan biri de şehir  kadınlarının kurduğu Antalya Kadınları Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'dir. Elmalılı Dr. Ferruh Niyazi Ayoğlu'nun eşi Saime Ayoğlu bir gün kocasına, "Doktor, biz kadınlar da vatanın kurtuluşu için cemiyet kurabilir miyiz?" diye sorar. Kocasından 'olur' alan Saime Hanım'ın bu fikri, kadın arkadaşları tarafından da destek bulunca, Antalya Kadınları Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, Elmalılı Doktor Ferruh Niyazi Bey'in (Ayoğlu) eşi Saime Hanım'ın öncülüğünde 15 Mart 1920 Pazartesi günü kurulur. Bu cemiyetin kurulmasında en büyük itici güç, belki de 17 Şubat 1920 gecesi Antalya Kalekapısı'nda, Korkuteli Meclisi İdare ve Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti üyesi Haşmetzade Mustafa Efendi'nin kendisini tutuklamak isteyen İtalyan askerlerince şehit edilmesi olmuştur. Buna rağmen Saime Hanım yılmaz ve mücadeleye devam eder. 

Kaynakça: Hüseyin Çimrin,Sabah Gazetesi,Akdeniz Bölge Haberleri-2015

14.02.2022

GENÇ CUMHURİYETİN ÖĞRETMENLERİNDEN MEBRURE İNAL TANGİL

1923 Bitlis'de doğan Tangil, Yeni Türk Alfabesi'nin ilk öğrencilerindendir. Harf Devrimi'nin ardından babasının görev yaptığı Düzce'de okula başlamıştır.Atatürk'le tanışmasını anılarında:"Okuldaki öğretmenlerle Düzce'de Bolu Caddesi'ne gittik.Meğer Atatürk Bolu'dan İstanbul'a gidiyormuş biz de karşılamaya çıktık.İlk orada gördüm."diyerek anlatır.21 yaşında İnay Köyü'ne atanan Mebrure ,anısında:"Eski bir zeybek köyüydü.Yunanlıların yıkıntıları duruyordu.Bayramda bayrak astım, öğrencilerle veliler geldi.Atatürk'ü anlattım onlara.Köyün sonuna kadar meşalelerle fener alayı yaptık.O gece köyü yine Atatürk aydınlattı."diye anlatır.İnay'da öğretmenken öğrencilerinden Kadir Ergün:"O zaman beş sınıf için derslik yoktu.Yemekhane ve yatakhane sınıf oldu.O yıl devlet mecbur kıldı.1.sınıfta bile yetişkinler vardı.107 kişiydik.O kadar dolu bir sınıfa hemen okumayı öğretti.

Kaynakça:Düzce Postası; Mehmet Şimşek yazısı 2018 Cumhuriyet Gazetesi Ozan Çepni söyleyişisi.

17.02.2022

BEYAZ MASKELİ KADIN

Kurtuluş Savaşı’ndaki kadınları anlatan kitapları araştırırken evdeki bir bardak altlığı dikkatimi çekti.Kurtuluş Savaşı’nın efsane “Beyaz Maskeli Kadın Mücahidesi”Gül Yurdaköle Bornova’da yaşamıştır yazıyordu.Kahraman Türk kadınlarını hepimiz biliyoruz.Peki ya bilmediklerimiz...“Beyaz Maskeli Kadın” adını yüzüne örttüğü ve hiç açmadığı beyaz bir örtüden dolayı almış.Yüzünü gören tek kişi Halide Edip Adıvar’mış.Gül Hanım,Erzurum’da 20 yaşındayken bir rüya görür. Rüyasında  bir meydanda düşmanı yendiğimizi görür. Bunun üzerine Büyük Taarruz’a katılır.Askere destek sağlar. Yürüyerek ve savaşarak 1922’de İzmir’e gelir.Sonra Atatürk’ü Göztepe’de ziyaret eder.Atatürk Gül Hanım’a Bornova’da ev ve arazi verir.Soyadı kanunu ile Yurdaköle soyadını almıştır.

Projemiz lise öğrencilerine yönelik olmasına rağmen 4.sınıf öğrencimiz Ada Üzmez araştırma yaparak projeye katılmıştır. Emekleri için kendisine bu özel çalışması adına  teşekkür ederiz. Kitabımızda  araştırmasına yer verilmiştir.